Linux ve Windows

LİNUX VE WİNDOWS
Linux ve Windows Arasındaki Bazı Temel Farklar
NOT:Öncelikle, bu bir bilimsel yayın titizliğiyle veya kitap yazma mantığıyla hazırlanan, derin analiz amaçlı bir belge değildir.Aynı şekilde bu yazının amacı işletim sistemlerinden birini yerden yere vurmak ve diğerini de göklere çıkarmak da değildir.Asıl amaç, işletim sistemleri arasındaki belli bazı temel farkları ortaya koymak ve özelliklede Linux işletim sistemi ile ilgili yanlış inançları öğrendiklerim ve tecrübelerimin ışığında ortaya çıkarmaktır.Bu yazıyla ilgili e-posta adresime ileteceğiniz her türlü görüş ve düşünceleriniz saygıyla karşılanacaktır ve gerekli düzeltmeler yapılacaktır. 90'lı yıllardan önce bilgisayar okur-yazarı olabilmek büyük maharet gerekiriyordu. Bilgisayarınızı kullanabilmek ve ona görevler verebilmek için onlarca komutu aklınızda tutmanız, her bir komutun syntax'ını ve parametrelerini nerede, nasıl klavyeden girmeniz gerektiğini bilmeniz gerekiyordu.90'lı yıllarda ortaya çıkan window (pencere) sistemi gibi kullanıcı arayüzleri sayesinde bilgisayar kullanmak için sadece bir mouse'a hükmedebilmeniz yeterli duruma geldi.Daha önceleri bir dosyayı bir yerden diğer bir yere kopyalamak için, dosyanın adına ve kopyalanacak yere bağlı olarak, 1 veya 2 satırdan oluşan komutu klavyeden yazmanız gerekirken, bu arayüzler yardımıyla mouse'a bir kaç tıklama ile bu işlemleri yapabiliyorsunuz.Işletim sistemleri, pencere sistemi gibi arayüzleri kendi sistemlerine ilave ettiler ve böylece günümüzün bilgisayarlarının arayüzlü temelleri atılmış oldu.Bu konuda Microsoft'un getirdiği yenilikleri unutmamak gerekir.Bu yenilikler, Microsoft'un sistemlerini en çok kullanılan sistemler haline getirdi.Bir kere kolay yolu gören insanlar, Linux gibi henüz masaüstü ortamlarını veya pencere sistemi gibi arayüzleri sistemine katmamış işletim sistemlerini “zor kullanılabilen” olarak adlandırmaya başladılar.Belki de bu yüzden hala bir arkadaşınıza “Linux işletim sistemini bir dene” dediğinizde, “Yok hayır, O'nu kullanmak için çok iyi bilgisayar kullanabilmek gerekir” gibi garip bir cevap alırsınız.Halbuki artık KDE, Gnome, IceWM, WindowMaker gibi çok çeşitli ve kullanıcı dostu masaüstü ortamlar Linux içerisinde mevcuttur. Linux işletim sistemine, Windows işletim sistemi gibi bir işletim sisteminden ilk kez geliyorsanız, farklı bir “kültüre” hazır olmalısınız.Açık kaynak kodu ve diğer standartları, neredeyse her özelliği değiştirebilme avantajı, özgür yazılım...Özgür yazılım sadece ücretsiz yazılım anlamında değildir, bunun yanında özgürlüğü de kasteder.Kaynak kodları açık olduğu için C programlama dilini de kullanarak işletim sisteminin en derin ayarları üzerinde oynayabilir ve istediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz.Bu nokta da son kullanıcı açısından, sistemin derinliklerine girmeye ve C dili bilmeye gerek yoktur.Işletim sisteminin bu tür kodlar üzerinde oynamaya ve izin verir olması bir avantaj iken, Linux'la ilgili yanlış inançlara davetiye çıkartmaktadır.Örneğin bilgisayarına virüs girmiş olan bir arkadaşıma, çeşitli öneriler sunarken, bir ara Linux'u denemesini söyledim ki özellikle o tür virüslerin Linux'un yapısından dolayı sisteme zarar veremeyeceklerini açıkladım.Arkadaşımın ertesi günlerde bu anlattığım konuyu araştırıp verdiği yanıt şuydu:”Bilgisayardan anlayan birine sordum, Linux kullanmak için C bilmek gerekir dedi...”.O “bilgisayardan anlayan” arkadaşı aynı zamanda o virüsün Linux'ta silinemeyecek şekilde kendisini yazdığını anlatmış.Bu arada kastedilen virüsün Windows XP'de bulunan bir açıktan faydalanan Blaster virüsü olduğunu belirtmeliyim. Son kullanıcı açısından işletim sistemlerine bakıldığında, “Tak ve Kullan” özelliği Win XP için bir artı oluşturmaktadır.Sürücüyü elle yüklemek istemeyenler içn oldukça iyidir.Yavaş yavaş bu özellik Linux içerisine de alınıyor.Linux'un bu konuda çeşitli sebeplerden dolayı geri kaldığını itiraf etmeliyim, fakat şunu da belirtmeliyim ki, Windows, Macintosh gibi işletim sistemlerinin gelişim hızları ile karşılaştırıldıklarında Linux işletim sisteminin gelişim hızı, ışık hızı civarındadır.Sürekli yenilikler eklenerek ve eksiklikler tamamlanarak Linux geliştirilir.Amacı sadece bilgisayarı kullanmak olan, programlama ile uğraşmayan kullanıcılar, bu geliştirme sürecine katkı sağlamasalarda, kaynak kodu açık olduğu için, tüm Dünya'dan programlamacılar bu gelişime katkı sağlamaktadırlar ve işletim sistemini daha iyiye götürmektedirler.Yukarıdaki Blaster virüsünü örnek verecek olursak, Win XP işletim sistemi piyasaya sürüldüğünde, bu virüsün faydalanacağı RPC açığından Microsoft'un haberi yoktu.Zaten her işletim sistemi uzun uğraşlar ve titiz çalışmalar sonucunda piyasaya sürülür.Fakat gözden kaçan hatalar ve açıklar mutlaka vardır.Bu hata ve açıkları bulmak içinse üreticiler, sistem piyasaya sunulduktan sonra da çalışmaya devam ederler.Bu nokta da, Microsoft kaynak kodları açıklamadığı için, olası açıklar sadece kendi çalışanları tarafından bulunuyor ve bu açıklar için gerekli yamalar internet üzerinden yayınlanıyor.Diğer taraftan aynı şekilde Linux işletim sistemleri de piyasaya sürüldükten sonra hataları ve açıkları aranmaya başlanıyor.Kaynak kodlar açık olduğundan dolayı, Dünya çapında programlama konusunda tecrübe sahibi olan kullanıcılarında yardımıyla açıklar bulunuyor ve yamaları hemen yayınlanıyor.Kodları inceleyen insan gücü daha fazla olduğundan dolayı, bulunan açık sayısı kimi zaman hafta da 200-300 kadar oluyor.Bu rakama bakarak Linux işletim sisteminin açıklarla dolu berbat bir sistem olduğu düşünülmesin.Tam tersine bu bir işletim sistemi için artı özelliktir.Çünkü çok kısa zamanda çok fazla açık kapatılmış oluyor. Linux'un farklı bir kültür olduğundan bahsetmiştim.Bu farklı kültür, dosya sistemine ve dizin yapısına da yansımıştır.Dizinlerin yapıları, yeni kullanıcıların gözünde karmaşık olarak görülmekte ve bu ilk izlenim de Linux açısından pek iyi olmamaktadır.Aslında, dizin yapısındaki farklılığa bir kere alıştıktan sonra, sistem dosyalarının ve kullanıcıların ev (home) dizinlerinin daha kullanışlı olduğu gerçeği keşfedilir.Windows'a NTFS dosya sistemi ile birlikte gelen yazma, okuma ve uygulama izinlerinin üzerindeki kontrol hakimiyeti, Linux'un doğasındaki güvenlik arzusu ile birlikte ezelden beri vardır. Linux'un daha dinamik ve daha hızlı geliştirilebilmesine rağmen, kullanıcı sayısı buna paralel olarak aynı oranda artış göstermiyor veya gösteremiyor.Yukarıda belirttiğim birkaç sebep bu konuda etkili olabilir.Fakat bunlardan daha önemli olan etken, şu anda yerleşmiş bir Windows standardının olmasıdır.Nereye giderseniz gidin, hangi bilgisayarı açarsanız açın bir Windows işletim sistemi ile karşılaşırsınız.Ofislerde, iş yerlerinde, fabrikalarda, okullarda, internet kafelerde ve daha bir çok yerde...Iş, eğlence, oyun vb uygulamaları yazan firmalar, programlarını yazarken bunu göz önünde tutuyorlar.Bir oyun yazılım firmasının temel amacı yazdığı oyunu sattırmaktır.Bunun için 40 milyon kullanıcısı olan bir işletim sistemini mi seçmesi daha doğru olur yoksa yüzmilyonlarca kullanıcısı olan işletim sistemini seçmesi mi?Elbette firmanın çıkarlarına en uygun düşen seçim yapılır ve bu seçim takdir edersiniz ki Linux'un aleyhindedir.Programlar hangi işletim sisteminde çalışıyorsa, kullanıcılar o işletim sistemini seçer ve hangi işletim sistemi kullanılıyorsa programlar o işletim sistemi için yazılır.Bu aslında yumurta-tavuk ilişkisinin pratiğe dönüşmüş halidir. Yazılım firmalarının, programlarını Linux'ta çalışacak şekilde yazmamalarının bir sebebi de, Linux'un Açık Kaynak Kodu felsefesidir.Firmalar, kodlarını açmak, paylaşmak istemiyorlar.Buna benzer olarak modem, ses kartı, ekran kartı gibi cihazların sürücülerinin de Linux içerisine aktarılması zor oluyor.Bazı üreticiler ürünlerinin Linux sürücüsünü yayınlıyor olsalar da, Linux felsefesini kavrayamadıklarından veya uygulamak istemediklerinden dolayı kaynak kodlarını paylaşmıyorlar. Linux'ta kullanıcı sayısının az olmasının bazı avantajları da vardır.Mesela, virüs, trojan, dialer, solucan gibi zararlı program yazan kişilerin amacı da yazdıkları programların daha çok etki göstermesidir ve bunun içinde daha çok kullanılan işletim sistemlerini seçerler.Windows kullanırken yanlışlıkla bir dialer'a tıkladığınızda, telefon faturasının kabarıklığı size ay sonunda acı bir sürpriz olacaktır.Fakat Linux içerisinde bu dialer'e tıklarsanız, o zararlı programın Linux için matematikteki etkisiz eleman işlevine sahip olduğunu görürsünüz.Linux içinde yazılan zararlı programlar vardır.Ama genel olarak root kullanıcısı ile o programları çalıştırmıyorsanız veya internete root hakları ile girmiyorsanız, sizin root şifrenizi ele geçiremeyeceği için home dizini dışında bir yerde etkili olamazlar ve bu sebeple bulup yoketmesi kolaydır. Bu yazının amacı, daha önce de dediğim gibi derin bir analiz yapmak ve birini övüp diğerini eleştirmek değildi.Bazı farklara kısaca değinmek ve genel bir fikir oluşturmaktı.Tam olarak işletim sistemlerinin analizini yapmak, artı ve eksilerini değerlendirmek için binlerce sayfa yazmak gerekir.Hem Windows'un hem Linux'un ve diğer işletim sistemlerinin uzun uğraş ve çalışmalar sonunda piyasaya sürüldüğünü ve her birinin kendilerine ait üstün ve zayıf yanlarının olduğunu kabul etmeliyiz.Mümkün olduğu kadar kısa ve öz tutmaya çalıştığım bu yazıda, her ne kadar objektif olmaya çalıştıysam da elimin birazcık Linux lehine kaydığını itiraf etmeliyim.
PCLİNUXOS KURULUMU
PCLinuxOS’i sabit diskinize kurabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken, kurulum sihirbazını başlatmadan önce diskinizde ne kadar alan ayırabileceğinize ve bu ayrıma göre disk bölümlendirmenizi nasıl yapacağınıza karar vermek.
Diskinizde /, swap ve /home olarak üç disk bölümü oluşturmanız gerekli. Bunun için diskinizde 10 GB boş alan yaratmanız uygun olacaktır. Eğer diskinizde 7 GB civarında bir boş alan ayırabiliyorsanız bu durumda sadece / ve swap alanlarını yaratmanız uygun olacaktır. Swap için ayıracağınız alan geliştirme ekibince sahip olduğunuz fiziksel beleğin (RAM) en az iki katı olarak öneriliyor. Burada önemli bir anımsatmada bulunmak gerekli. Eğer PCLinuxOS’i kendiniz yeniden düzenleyecek ve kullanacaksanız swap bölümünün 3 GB’den az olmaması uygun olacaktır.
Kurulumu başlatmak için masaüstünde gördüğünüz Install PCLinuxOS simgesine tıklayın. Karşınıza gelen sihirbazla kurulum işlemlerini sürdürebilirsiniz. Kurulumu başlattığınızda öncelikle kurulumda kullanacağınız dili seçeceksiniz. Türkçe, kurulum dili olarak seçenekler arasında yer alıyor. Türkçeyi seçtiğinizde kurulum sihirbazı ekranında bazı Türkçe karakterlerin okunmadığını görebilirsiniz, bunları göz ardı edin. Eğer diskinizde boş alan varsa ve bu ayrı bir disk bölümüyse doğrudan kuruluma geçebilirsiniz.
Disk bölümlendirmek ilk bakışta korkutucu gibi gelebilir ama PCLinuxOS sizin için bu işlemleri daha az riskli hale getiriyor. Disk bölümlemenizin nasıl olacağına karar verdiğinizde diskinize işlemler uygulanıyor. Siz düğmeye basana dek yaptıklarınız uygulanmamaktadır.
Artık nasıl bir bölümlemeye gereksinim olduğuna ve nasıl yapacağımıza karar verdiğimize göre diski bölümlemeye ve kuruluma başlayabiliriz. İlk adım dil seçimi. Kurulum için Türkçeyi seçiyoruz, böylece sistemi anadilimizde kullanabileceğiz. Öncelikle disk bölümlerini oluşturmakla başlayacağız. Kurulumda kullandığım disk üzerinde öncelikle /, swap ve /home dizinlerini oluşturacağım. Swap için 1 GB yer ayırıyorum. / içinse 10 GB yeterli, gerisini de /home olarak ayıracağım.
Kurulumu yeni bir disk üzerinde yapıyorum. Dil seçimi düğmesinin yanında olan düğmeye basarak disk bölümleme aracını başlatıyorum. İkinci diske kuracağım için görünen gri alanı, yani hdb1 diskini bölümlemek üzere işleme başlıyorum. Expert mode yazan düğmeye tıklayın. Karşınıza gelen pencerede disk bölümlerini oluşturmak için büyüklüğünü seçmeniz yeterlidir. Örneğin ben swap için 1 GB seçip, / için de 10 GB yer ayırdım. / için reiserfs veya ext3’ü tercih edebilirsiniz. Geliştirme ekibi ext3’ü tercih etmiş. Siz de ext3 olarak bırakmak isterseniz bu seçimi olduğu gibi kabul edin. Size dosyaların kopyalandığını belirten bir mesaj gösterilecek. İşlem bittiğinde / alanı oluşturulmuş olacak. Ardından yine benzer biçimde, geriye kalan /home bölümünü oluşturun. Burada yine dosyaların kopyalandığını belirten bir mesaj göreceksiniz. İşlem bittiğinde disk bölümleme aşaması da bitmiş olacak. Eğer sonuna dek başarılı biçimde gerçekleştirdiyseniz kurulumun en zor aşamasını atlattınız demektir. Son olarak sağ alt köşedeki Done yazan düğmeye tıklayın ve yaptığınız işlemleri kalıcı hale getirin. Size işlemleri bitirmek isteyip istemediğiniz sorun ekranda da Yes tuşuna basın ve geçin. Sonraki adımda ise disk bölümlerini biçimlendireceğiz.
Burada disk alanlarını seçip Next tuşuna basın. Son olarak, disk bölümleri seçiminizi kontrol edeceğiniz pencereye geleceksiniz. Burada da seçiminizi kontrol edin. Next tuşuna bastığınızda diskler biçimlendirilmeye başlanacaktır. Diskiniz biçimlendirdikten sonra ise dosyalar kopyalanacaktır. Kurulum işleminin uzun süren aşamalarından birisi daha bitmiş oldu. Sırada açılış yükleyicisinin kurulması var. PCLinuxOS açılış yöneticisi olarak LILO kullanıyor. Size LILO’nun nereye kurulacağını soracak. Burada benim önerim MBR, yani birincil diskin açılış kaydı. Böylece hem Windows hem de PCLinuxOS arasında seçim yapabileceğim. Açılış yöneticisini kurarken birincil diskinizi seçmeniz uygun olacaktır. Ayrıca Windows’a erişebilmek için diğer sistemlere erişimi etkinleştirmek gerekecektir. Bunun için de Çeteleyi Etkinleştir tuşuna, ardından da LILO kurulumu için Kur düğmesine basın. Kurulum başarıyla tamamlandığında size işlemin bittiğini belirten bir mesaj görüntülenecektir.
Son adım ise artık root şifresi ve kullanıcı hesabımızın oluşturulması. Kurulum sihirbazının son adımı olan kullanıcı hesapları ekranında, en üstte root şifresini yazacağınız bölüm var. PCLinuxOS sizden en az 8 karakter uzunluğunda bir şifre belirlemenizi isteyecek. Kısa olursa sizi uyaracaktır. Kısa olmasında ısrar ederseniz kabul edecektir. Root şifresini yazıp Parolayı giriniz tuşuna basın. Şifrenin onaylandığını belirten bir mesaj görüntülenecektir. Bu aşama tamam.
Şimdi guest hesabını silelim. Bu işlem için Ziyaretçi Hesabını Kaldır tuşuna basmak yeterli olacaktır. Son olarak kendi kullanıcı hesabımızı oluşturacağız. Kullanıcı adı ve şifremizi yazdıktan sonra kullanıcımızı eklemek için Yeni Kullanıcı Yarat tuşuna basıyoruz. Kullanıcının eklendiğini belirten diyalog kutusunu görüntülediğinizde sistem kurulum tamamlanmış olacaktır. Sisteminizi yeniden başlattığınızda artık sabit diskinizden kullanmaya başlayabilirsiniz
ÇİFT İŞLETİM SİSTEMİ KURMAK
(SANAL MAKİNE İLE )
Genellikle bilgisayarınızdaki Microsoft işletim sistemini yükseltmek ya da Windows XP gibi yeni bir işletim sistemini kurmanız sorunlara neden olmaz. Ancak, mevcut işletim sisteminin üzerine eski bir işletim sistemini yüklemek beraberinde çeşitli sorunlar getirir. Windows XP, kendi üzerine Windows 98 ya da Windows 2000 gibi daha eski bir işletim sistemi kurulmasına izin vermez. Hoşlanın ya da hoşlanmayın,eski işletim sistemini kurmak için önce sabit diskinizdeki Windows XP içeren disk bölümünü biçimlendirmeniz gerekir.
VMware Workstation yardımıyla Windows XP altında Windows 98 ya da Linux Mandrake 9 gibi işletim sistemlerini kurabilirsiniz. Kurulan bu işletim sistemlerini kaldırmak çok kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. Sanal bilgisayar (kurduğunuz her işletim sistemi) sayısı donanım kapasitesine göre değişiklik gösterir.
Ağ ve güvenlik işleriyle uğraşan kullanıcılar, sadece tek bir bilgisayara sahip olduklarında, baz en sıkıntılı deneyimler yaşayabilirler. Bu durumda PC?nize yerine VMWare Workstation gibi daha ucuz bir alternatif yazılım kullanarak sanal ağ oluşturmayı deneyebilirsiniz. Bir sanal bilgisayardan diğerine, bilgisayarınızı yeniden başlatmadan, kolayca geçiş yapabilirsiniz. Bir yazılımın değişik Windows sürümleriyle çalışmasını karşılaştıracaklar için çok kullanışlı bir yöntem olduğunu göreceksiniz. Bu anlatılan adım adım kur ulum,işletim sistemi kurma deneyimi olanlar için oldukça anlaşılır olacaktır. Ancak eğer tecrübeli değilseniz bu sayede sisteminize zarar vermeden işletim sistemi kurma tecrübesine de sahip olabilirsiniz. Yazılımın deneme sürümünü http://www.vmware.com adresinden indirebilirsiniz.
1- VMware kurulumu ve çalıştırılması
Her şeyden önce, en az 4 GB boş alana sahip olan bir sabit diske ihtiyacınız olacak. Önemli veriler içermeyen bir sabit disk bölümünü kullanabilirsiniz. Ardından VMware Workstation kurulumunu başlatın. Her zamanki gibi kurulum rehberini kullanın. Disable Autorun sorusuna Evet, Search for Virtual Disk sorusuna ise Hayır yanıtını verin. Ardından seri numaranızı girin, [Enter]?a tıklayın ve daha sonra da Son?a tıklayın. Kurulum tamamlandıktan sonra Evet tuşuna tıklayarak bilgisayarınızı yeniden başlatın. Bilgisayarınız açıldıktan sonra VMware Workstation?ı çalıştırın (Başlat / Programlar / VMware / VMware Workstation). Bu adımın ardından ekrana gelecek olan pencereyi yukarıdaki resimde görebilirsiniz.
2- Yeni bir sanal bilgisayar
New Virtual Machine üzerine ve ardından İleri?ye tıklayın. Sanal PC?nizin konfigürasyonu (Virtual Machine Configuration) için Custom?a tıklayın. Böylece sanal PC?niz hakkında daha iyi bilgiye sahip olabilirsiniz. Guest operating system alanından işletim sistemini ve Version alanından da sürümünü belirleyin. Virtual machine name alanını değiştirmeyin. Ancak Location (konum) alanında daha önceden ayırdığınız yerin gösteriliyor olduğundan emin olun. Memory (bellek) için 256 MB ya da önerileni seçin. Eğer ağ desteğine ihtiyacınız yoksa Do not use a network connection (ağ desteği için Use bridged networking) ve Create a new virtual disk seçin. Disk Size için en az 4 GB seçin ve Son?a tıklayın.
3- Sanal bilgisayar kurulumu
Sanal PC?nize kurulumunu gerçekleştirmek istediğiniz işletim sisteminin kurulum CD?sini (örneğin Windows XP, Windows Longhorn ya da Linux) CD-ROM sürücüsüne yerleştirin ve kurulumu başlatın. Birden fazla CD-ROM sürücünüz varsa CD?yi ilk sürücüye takın. Önyüklemeli bir Windows CD?sini kullanmanız önerilir. Daha sonra Start this Virtual Machine?e tıklayın. Ürün etkinleştirme mesajı ekrana geldiğinde Tamam?a tıklayın. Windows XP Professional kurulum rehberini takip edin. Kurulum penceresine geçmek için iki seçeneğiniz var: VM menüsünden Grap Input?a ([CTRL] + [c]) tıklayın ya da doğrudan kurulum penceresine tıklayın. Son olarak, kurulum penceresinin dışına çıkmak için [CTRL] + [ALT] tuşlarına basılı tutun.
4- Sanal PC ayarlarının değiştirilmesi
Kurulum tamamlandıktan sonra yeni Windows Sanal Makinasının oturumunu sonlandırın ve Edit Virtual Machine settings?e tıklayın. Hardware sekmesinde, Add düğmesine tıklayın, ileri?ye tıklayın ve ardından Son?a tıklayın. Bundan sonra NIC1?e tıklayın, seçeneği Custom olarak değiştirin ve VMnet1?i kullanın. Device Status?ı seçtiğinize emin olun. Eğer ses kartınız varsa Audio?ya tıklayı n, Default adapter?i Specify host sound adapter olarak değiştirin. Anlık görüntü (Snapshot) alınacak Working Directory klasörünü belirlemek için Options sekmesine geçin. Kendi belirlediğiniz bir klasörü seçebilirsiniz, çoğu zaman sanal bilgisayarınızın kendi içerisinde bir yer olacaktır.
5- VMware araçları ve anlık görüntü kaydetme
Start this Virtual Machine?e tıklayarak sanal makinayı başlatın. Bu işlem çok fazla vakit alabilecek bazı kurulum hatalarını önleyecektir. Sanal makina çalıştıktıktan sonra [CTRL] + [ALT] tuşlarına basarak fare imlecini sanal makina penceresinden kurtarın. Sonra, VM / Install VMware Tools?a tıklayın ve Install? komutunu seçin. VMware araçları sanal makina performansını arttıracak yetenektedir. Herzamanki gibi kurulum rehberini takip edin. Bir mesaj belirdiğinde, Continue Anyway?e tıklayarak devam edin. Snapshot işlevi ile VMware ile kurulmuş bir işletim sisteminin ekranlarını yakalayabilirsiniz. Snapshot düğmesine tıklayın.
6- Sanal PC?ye bağlanmak
Daha fazla sanal makina eklemek için yalnızca bundan önceki adımları tekrar etmeniz yeterli. Birden fazla sanal makine oluştururken aklınızda tutmanız gereken tek adım, ne kadar çok sanal makina kurarsanız PC?nizin performansı o kadar düşecek ve yavaş çalışmaya başlayacaktır. 4. adımda yeni bir Ethernet Adapter eklediğinizden dolayı sanal makinadaki ağ bağlantısını Denetim Masası / Ağ Bağlantıları bölümünde görebilirsiniz. Çift tıklayarak ya da sağ tıklayıp Durum?u seçin. Destek sekmesindeki Detaylar?a tıklayarak ağ kartının Mac Adresi, IP Adresi ve Ağ Maskesi bilgilerini görebilirsiniz. Bağlantı durumunu kontrol etmek için Ping komutunu kullanabilirsiniz.